Boşanma, geçeli bir evlilik birliğinin mahkeme kararı ile sona erdirilmesidir. Uygulamada iki tür boşanma davası mevcuttur: Anlaşmalı Boşanma davaları ve çekişmeli boşanma davaları
Boşanmanın gerçekleşmesiyle birlikte taraflar açısından velayet, nafaka, maddi-manevi tazminat, mal paylaşımı gibi bir takım hak ve alacaklar da ortaya çıkmaktadır.
Boşanma ile ilgili tüm hususlar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 161 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanununun 166. Maddesine göre “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?
Boşanma davasının anlaşmalı bir şekilde açılabilmesi için;
-
Evlilik birliğinin en az bir yıl sürmüş olması
-
Eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi
-
Tarafların boşanma, velayet, nafaka, maddi-manevi tazminat hususlarında tamamen anlaşmaları gerekir.
Ayrıca anlaşmalı boşanma davasında boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilen düzenlemeyi uygun bulması şarttır.
Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur.
ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINDA MAL PAYLAŞIMI VE ZİYNET EŞYALARINA İLİŞKİN TALEPLERDE ANLAŞMA SAĞLANMASI ZORUNLU MUDUR?
Anlaşmalı Boşanma Davasında tarafların mal paylaşımı ve ziynet eşyalarına ilişkin taleplerde anlaşma sağlaması zorunlu değildir.
Taraflar bu hususlarda da anlaşmış iseler tarafların bu anlaşmasını hâkim anlaşma serbestisi gereğince hükme geçirmek zorundadır. Özellikle bu konularda anlaşmalı boşanma davası esnasında taraflar mal rejiminden veya ziynet eşyalarına ilişkin alacak talebi olmadığı şeklinde beyanda bulunmuşsa ve bu mahkeme kararına bağlanmışsa taraflar artık ayrı dava açma hakkına sahip olamayacaktır.
Bu konularda herhangi bir anlaşma yoksa boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içerisinde mal paylaşımı ve ziynet eşyalarının aynının veya bedelinin ödenmesi istemli davalar açılabilir.
ANLAŞMALI BOŞANMANIN AVANTAJLARI NELERDİR?
Anlaşmalı Boşanma Davaları esas itibariyle herhangi bir ispat yükümlülüğü getirmez ayrıca süreç çekişmeli boşanma davalarına göre çok daha hızlıdır. Halk arasında tek celsede boşanma olarak adlandırılır. Davanın açılmasıyla, verilen kararın kesinleşmesi değişiklik göstermekle birlikte ortalama birkaç gün ya da birkaç hafta sürmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davaları usul ekonomisi yününden de mahkeme masrafları olarak çekişmeli boşanma davalarına göre daha az masraflıdır.
ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI NE DEMEKTİR?
Daha önce de belirttiğimiz gibi evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Ancak boşanmaya sebep olan olaylarda davacının kusuru çok daha ağır ise, davalının açılan davaya bu sebeple itiraz etme hakkı vardır. Davalının bu itirazı, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından da korunmaya değer bir yarar kalmamışsa mahkemece boşanmaya karar verilebilir.
BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?
Türk Medeni Kanununda boşanma sebepleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
-
Zina
-
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
-
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
-
Terk
-
Akıl hastalığı
-
Evlilik birliğinin sarsılması
Evlilik birliğinin sarsılması genel boşanma sebebi olarak ifade edilmekte olup bunun dışında kalan boşanma sebepleri özel sebeplerdir. Çekişmeli boşanma davasında boşanma sebeplerinin ve iddia edilen olayların ispatlanması gerekmektedir.
ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINDA İSPAT YÜKÜ KİME AİTTİR?
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. Maddesi gereği; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
Çekişmeli boşanma davasında ispat yükü davacı taraftadır. Taraflar iddialarını davanın niteliğine göre hukuka uygun her türlü delillerle ispatlamalıdır. Hukuka aykırı deliller sunulması halinde hem mahkemece bu delillere dayanılmamış sayılacak hem de bunları sunan taraf aleyhine cezai ve hukuki sonuçlar doğabilecektir. Özellikle çekişmeli boşanma davasında tarafların bir avukat tarafından temsil edilmeleri doğabilecek hak kayıplarının önüne geçilmesi için yararlı olacaktır.
Çekişmeli boşanma davasında davacı iddiasını ispatlayamadığı takdirde mahkemece davanın reddine karar verilecektir.
BOŞANMA DAVASINDA NE GİBİ TALEPLER İLERİ SÜRÜLEBİLİR?
Boşanma davasında boşanma talebi ile birlikte yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, eğer müşterek çocuk var ise çocukların velayeti ve çocuklar yararına iştirak nafakası istenebilmektedir.
Bu talepler boşanma davası açılırken istenebileceği gibi boşanma davası sırasında da talep edilebilir. Boşanma davası açılırken ya da dava sırasında talep edilmemişse boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren en geç 1 yıl içerisinde yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talepli dava açılması gerekir. Boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle bu talepler zamanaşımına uğramış olacaktır.
Çünkü Türk Medeni Kanununun 178. Maddesi “Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” Şeklinde düzenleme getirmiştir.
Ancak burada da şu hususa dikkat etmek gerekir ki bir yıllık süre hak düşürücü süre değildir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınamaz. Ancak davalı taraf zamanaşımı itirazında bulunursa bu durumda zamanaşımı nedeniyle davanın ve taleplerin reddine karar verilebilecektir.
BOŞANMA DAVASI REDDDEDİLİRSE NE OLUR?
Çekişmeli boşanma davasında davacı taraf dayandığı boşanma sebeplerini sunduğu hukuka uygun delillerle ispatlayabildiği takdirde mahkemece boşanma kararı verilecektir. Ancak davacı iddiasını ispatlayamazsa mahkeme davanın reddine karar verecektir. Tarafların mahkemece verilen karara karşı gerekçeli mahkeme kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf kanun yoluna başvuru yapma hakkı vardır. Bu başvuru yapılmazsa karar kesinleşir.
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. Burada gözden kaçmaması gereken nokta ilk boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 3 senenin geçmesidir. Üç sene geçtikten sonra kendiliğinden boşanma gerçekleşmez. Taraflardan birisinin yeniden bir boşanma davası açması gerekmektedir.
BOŞANMA DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR?
Görevli Mahkeme: Boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile mahkemelerinin kurulmadığı nüfusu daha az olan yerlerde ise bu tür davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri Aile Mahkemesi sıfatı ile bakacaktır.
Yetkili Mahkeme: Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Bu sebeple davacı kendi yerleşim yerinde ya da davalının yerleşim yerinde bu davayı açabilir. Her iki taraf da boşanma davası açmış ise sonra açılan dava dosyası ilk açılan dosyası içerisinde birleştirilir. Bu sebeple eşlerin yerleşim yeri farklı şehirlerde ise davayı ilk açan taraf yetki anlamında avantajı olacaktır.
Boşanma davaları son derece çekişmeli ve özellikler taşıyan bir dava türüdür. Zaman zaman usule ilişkin hakların doğru bilinmemesinden kaynaklı hak kayıpları olabilmektedir. Bu sebeple boşanma davası konusunda uzman bir avukattan hukuki yardım alınması tarafın yararına olacaktır.